‘Ben anlaşılması güç, karmaşık, içe dönük biriydim. Denizkabuklarının halkaları gibi benim desenlerim de içeri kıvrılıyor, var olmayan bir merkeze doğru sonsuza dek daralıyordu. Benim bireyselliğim tecritti, kişiliğim diye bir şey yoktu. Dünyayla bağlantı kurmuyordum. Hareketlerin, kitlelerin, sözcüklerin dışında duruyordum. İçimde çok fazla çöl vardı.’
.
Patrick Winter, annesi ve annesinin erkek arkadaşı ile seçimlere tanık olabilmek için bir yolculuğa çıkar. Patrick, bu seyahatte pek çok şeyi düşünür. Babasını, annesini ülkesini, savaşları ve yitirdiklerini. Daha geçen sene bir askerken; şimdi o zamanki düşmanıyla yoldadır. Sahi bir ülkenin-dostluğun-erkekliğin-evlat olmanın sınırları nedir?
.
Tek oturuşta okunabilecek, akılda pek çok soru bırakabilecek, satır aralarındaki detaylarıyla da psikolojik gözlemleri yüksek bir kitap Domuzların Güzel Çığlıkları. Damon Galgut, Güneybatı Afrika ( Namibya)’nın Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) ile savaşını anlatırken, bir gencin de kendiyle mücadelesine yoğunlaşıyor.
Severek okudum~
.
Mert Doğruer çevirisi, Khosro Ashtari kapak tasarımıyla ~
Albert Einstein
14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kasabasında doğdum..
Babam küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibiydi ancak pek başarılı bir iş adamı sayılmazdı.
Annem Paulin’in dünyası müzikti, yetenekli bir piyanistti..
Özellikle Beethoven'in piyano parçalarını nefis çalardı ve annemi dinlemek çocukken en büyük zevkimdi..
